Ketebe Kitap Cemil Meriç'in Dünyası Seçme Metinler
Ketebe Kitap Cemil Meriç'in Dünyası Seçme Metinler / Mustafa Armağan
"Biz hakikatların sadece bir tarafını görmeye mahküm edilmişizdir. Oysa yalnız bir tarafını görmek, hiçbir şeyi görmemektir." Cemil Meriç
Cemil Meriç'in Dünyası, onun dünyasına girmek isteyenlere bir davetiye ve onu bütünüyle tanımak isteyenlere bir anahtar kitap niteliğinde.
Cemil Meriç hakikatleri peşin olarak verilmiş kabul etmeyen, bir başka deyişle onları 'çantada keklik' olarak, yani bir kere sahip olundu mu, ömür boyu elimizde kalacak bir meta olarak görmeyen; ancak uzun ve sabırlı arayışlar sonucunda kendisine adım adım yaklaşabileceğimiz kısmi ve geçici doğrular olarak gören bir yazar.
Mustafa Armağan, Cemil Meriç'in eserlerinden yaptığı bu seçkide, daima 'arayan' cins bir kafanın, aynı zamanda nasıl 'susamış' bir gönüle dönüştüğünü, malumatla dolu bilgi ülkesinden bilgelik bahçelerinin coştuğu irfan diyarına doğru nasıl yoğun bir emekle kulaç attığını gözler önüne seriyor.
Geniş bir bahçe, yasaklarla çevrili bir dünya. Ağaçlar, su ve hürriyet içinde dolaşan hayvancıklar. Trenler uğramaz o ücra yere. Petrol lambasının bir tarafında babam otururdu, bir tarafında ben. Konuşmazdık. Bazan ikimiz de okurduk. Bazan yalnız ben okurdum.
- Açıklama
Ketebe Kitap Cemil Meriç'in Dünyası Seçme Metinler / Mustafa Armağan
"Biz hakikatların sadece bir tarafını görmeye mahküm edilmişizdir. Oysa yalnız bir tarafını görmek, hiçbir şeyi görmemektir." Cemil Meriç
Cemil Meriç'in Dünyası, onun dünyasına girmek isteyenlere bir davetiye ve onu bütünüyle tanımak isteyenlere bir anahtar kitap niteliğinde.
Cemil Meriç hakikatleri peşin olarak verilmiş kabul etmeyen, bir başka deyişle onları 'çantada keklik' olarak, yani bir kere sahip olundu mu, ömür boyu elimizde kalacak bir meta olarak görmeyen; ancak uzun ve sabırlı arayışlar sonucunda kendisine adım adım yaklaşabileceğimiz kısmi ve geçici doğrular olarak gören bir yazar.
Mustafa Armağan, Cemil Meriç'in eserlerinden yaptığı bu seçkide, daima 'arayan' cins bir kafanın, aynı zamanda nasıl 'susamış' bir gönüle dönüştüğünü, malumatla dolu bilgi ülkesinden bilgelik bahçelerinin coştuğu irfan diyarına doğru nasıl yoğun bir emekle kulaç attığını gözler önüne seriyor.
Geniş bir bahçe, yasaklarla çevrili bir dünya. Ağaçlar, su ve hürriyet içinde dolaşan hayvancıklar. Trenler uğramaz o ücra yere. Petrol lambasının bir tarafında babam otururdu, bir tarafında ben. Konuşmazdık. Bazan ikimiz de okurduk. Bazan yalnız ben okurdum.