Milena'ya Mektuplar
Gönül Yayıncılık - Milenaya Mektuplar / Franz KAFKA
Milena'ya Mektuplar eşi benzeri olmayan bir kitap, mektuplara örülmüş bir aşk romanıdır.
Kafka'nın Milena'ya Nisan 1920 tarihli ilk mektubunda yağmurlu bir günden söz ederek deyiş yerindeyse bir roman tadında başlattığı bu yazışmalar, yazarın ölümünden kısa bir süre öncesine değin süregiderken, ümitsizliğin, çaresizliğin ve tıkanışın anlatımına dönüşür.
Çünkü Kafka'nın da dediği üzere, "Mektup yazmak, hayaletlerin önünde soyunmak demektir, ki onlar da aç kurtlar gibi bunu bekler zaten.
Yazıya dökülen öpücükler yerlerine ulaşmaz, hayaletler yolda içip bitirir onları."
"Her şeye rağmen, mutuluktan ölünebiliyorsa, o zaman kesinlikle bu şekilde öleceğim.
Ayrıca, ölüm döşeğindeki birisi, mutluluk sayesinde hayata tutunabiliyorsa o zaman bende hayatta kalacağım."
Yaklaşık iki yıl süren bu mektuplaşmalar, tutkularının kanıtları hâline geldi ve dünya edebiyatının klasikleri arasına girecek olan eserin oluşumunu sağladı.
Birbirlerine duydukları aşklarını her zaman yüreklerinin en derinlerinde, zihinsel bir yolculuk hâlinde yaşadılar, hiç kavuşamadılar.
- Açıklama
Gönül Yayıncılık - Milenaya Mektuplar / Franz KAFKA
Milena'ya Mektuplar eşi benzeri olmayan bir kitap, mektuplara örülmüş bir aşk romanıdır.
Kafka'nın Milena'ya Nisan 1920 tarihli ilk mektubunda yağmurlu bir günden söz ederek deyiş yerindeyse bir roman tadında başlattığı bu yazışmalar, yazarın ölümünden kısa bir süre öncesine değin süregiderken, ümitsizliğin, çaresizliğin ve tıkanışın anlatımına dönüşür.
Çünkü Kafka'nın da dediği üzere, "Mektup yazmak, hayaletlerin önünde soyunmak demektir, ki onlar da aç kurtlar gibi bunu bekler zaten.
Yazıya dökülen öpücükler yerlerine ulaşmaz, hayaletler yolda içip bitirir onları."
"Her şeye rağmen, mutuluktan ölünebiliyorsa, o zaman kesinlikle bu şekilde öleceğim.
Ayrıca, ölüm döşeğindeki birisi, mutluluk sayesinde hayata tutunabiliyorsa o zaman bende hayatta kalacağım."
Yaklaşık iki yıl süren bu mektuplaşmalar, tutkularının kanıtları hâline geldi ve dünya edebiyatının klasikleri arasına girecek olan eserin oluşumunu sağladı.
Birbirlerine duydukları aşklarını her zaman yüreklerinin en derinlerinde, zihinsel bir yolculuk hâlinde yaşadılar, hiç kavuşamadılar.