Mutlaka Okunması Gereken Türk Klasikleri
Herkesin kütüphanesinde bulunması gereken kitaplar vardır. Türk klasikleri de bunları başında geliyor. Reşat Nuri Gültekin’den Halid Ziya Uşaklıgil’e, Sabahattin Ali’den Peyami Safa’ya kadar büyük ustaların iz bırakan eserlerini henüz okumadıysanız mutlaka okunacak kitaplar listenize almalısınız.
Türk edebiyatı klasikleri denilince akla ilk gelen eserlerdendir. 1928 yılında basılan ve Türk edebiyatında önemli bir yere sahip olan Acımak, çok çabuk bitebilecek kısa soluklu bir roman. Eserin konusu: Küçük yaşta gördüğü kötü muameleler sonucunda acıma duygusunu kaybeden bir öğretmenin hayatı, babasının ölümüyle değişir. Babasının vefatından sonra babasının günlüğü eline geçer ve okumaya başlar. Bu günlük sayesinde babası ve hayatı hakkındaki gerçekleri öğrenmeye başlar.
Aşk-ı Memnu – Halid Ziya Uşaklıgil
Çekilen dizi versiyonu ile Türkiye’nin gündemine oturan ve çok konuşulan bir eser olan Aşk-ı Memnu, edebiyat tarihçileri ve araştırmacıları tarafından Türk edebiyatının batılı anlamda ilk ‘‘büyük’’ romanı olarak kabul ediliyor. 1899 yılında tefrika olarak yayınlanmaya başlayan roman, 1900 yılında kitap olarak basıldı. Yasak bir aşkın konu edildiği eser, önemini hala korumaya devam ediyor.
Araba Sevdası - Recaizade Mahmud Ekrem
1898 yılında yayınlanan eser Türk edebiyatının ilk realist romanı olma özelliğini taşıyor. Eserde her ne kadar Bihruz Bey’in Perives Hanım’a olan aşkı anlatılıyormuş gibi görünse de içinde bulunduğu dönemin toplum ve sosyal yapısıyla ilgili önemli eleştirileri konu alıyor.
Kürk Mantolu Madonna – Sabahattin Ali
Türk klasikleri denildiğinde ön sıralarda yer alan eserlerden biri de Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna adlı eseri. 1943 yılında yayınlanan romanın baş karakterlerini Maria Puder ve Raif Efendi paylaşıyor. Eserin konusu şöyle: Raif Efendi içine kapanık, sessiz, melankolik ve dünyaya uyum sağlayamayan bir yapıya sahip. Hayatı boyunca karşılaştığı hiçbir kötü olaya karşı koymamış, sevmediği bir kadınla evlilik yapmış, kendi hayatına başkalarının yön vermesine izin vermiş bir adam. Hayatı boyunca gerçekten hissedebildiği bir anısı olmuş ve bunu günlüğüne yazmıştır. Hikaye de bu günlük üzerinden devam ediyor.
Eylül- Mehmet Rauf
Olaylardan çok kahramanların ruh halinden bahsedilen kitap Türk edebiyat tarihinin ilk psikolojik romanı olma özelliğini taşıyor. Türk edebiyatında zamana direnç gösteren kitaplar arasındaki yerini alan Eylül, 1900 yılında Servet-i Fünun dergisinde yayınlanmaya başlayıp, 1901 yılında kitap haline getirildi.
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu – Peyami Safa
Otobiyografik bir roman olarak kabul edilen Dokuzuncu Hariciye Koğuşu Peyami Safa’nın en özel eserlerinden biri. 1930 yılında basılan eser 15 yaşında hasta bir çocuğu konu alıyor. Kitabın en büyük özelliklerinden biri de yazarın hasta çocuğun ismini kullanmadan ondan ‘‘Hasta Çocuk’’ olarak bahsetmesi. Bir hatıra defteri şeklinde kaleme alınan romanda yazarın değil, roman kahramanının gözlemleri kaleme alınıyor. Peyami Safa, kitabın ilk baskısını yakın arkadaşı Nazım Hikmet’e armağan etti. 1967 yılına gelindiğinde ise roman aynı isimle sinemaya uyarlandı.
Türk klasikleri sipariş vermek için tıklayınız.