Nesil Gül Kokulu Resulden Mucizeler
Nesil Gül Kokulu Resulden Mucizeler - Cüneyd Suavi
Sa’d bin Ebu Vakkas, Yüce Allah tarafından henüz dünyadayken cennetle müjdelenen on kişiden biriydi. O anlatıyor:
“Uhud Harbi sırasında Allah Resulü ile beraberdik. Peygamberimiz, o gün yayı kırılana kadar ok attı. Daha sonra oklarını bana vererek: ‘Haydi at!’ dedi.
Verdiği okların arka kısmında, onların uçuran tüyler bulunmuyordu. Buna rağmen atmamı istiyordu. Attığım bütün oklar, sanki kanatlıymış gibi uçtuktan sonra, müşriklerin vücuduna yerleşiyordu.
Tam o sırada, Katade bin Numan'ın gözüne bir ok saplandı. Gözü çıkıp yuvasından aşağı aktı. Efendimiz hemen onun yanına koştu ve Katade’nin yuvasından çıkan gözünü, mübarek elleri ile yerine koydu.
Katade’nin gözü bir anda şifa buldu, hatta öbür gözünden güzel görmeye başladı.”
…
Bulutlar ve melekler, ta küçük yaşlardan beri onu gölgelemişti. Örümcek ve güvercinler, saklandığı mağaranın ağzında yuva yaparak müşrikleri yanılttı.
En vahşi hayvanlar bile ona itaat etti, bir insan gibi konuşup derdini ona döktü.
Çölde susuz kalan İslam ordusu, mübarek parmaklarından akan suyu içerek hayata tutundu.
Ay onun işaretiyle ikiye ayrılırken, taşlar onun avucunda Rabbimizi zikretti. En ağır hastalar bile yine onun eliyle şifa buldu.
Çünkü o ‘En son’ ve ‘En büyük’ Peygamberdi.
Bizleri de canından fazla seviyordu.
- Açıklama
Nesil Gül Kokulu Resulden Mucizeler - Cüneyd Suavi
Sa’d bin Ebu Vakkas, Yüce Allah tarafından henüz dünyadayken cennetle müjdelenen on kişiden biriydi. O anlatıyor:
“Uhud Harbi sırasında Allah Resulü ile beraberdik. Peygamberimiz, o gün yayı kırılana kadar ok attı. Daha sonra oklarını bana vererek: ‘Haydi at!’ dedi.
Verdiği okların arka kısmında, onların uçuran tüyler bulunmuyordu. Buna rağmen atmamı istiyordu. Attığım bütün oklar, sanki kanatlıymış gibi uçtuktan sonra, müşriklerin vücuduna yerleşiyordu.
Tam o sırada, Katade bin Numan'ın gözüne bir ok saplandı. Gözü çıkıp yuvasından aşağı aktı. Efendimiz hemen onun yanına koştu ve Katade’nin yuvasından çıkan gözünü, mübarek elleri ile yerine koydu.
Katade’nin gözü bir anda şifa buldu, hatta öbür gözünden güzel görmeye başladı.”
…
Bulutlar ve melekler, ta küçük yaşlardan beri onu gölgelemişti. Örümcek ve güvercinler, saklandığı mağaranın ağzında yuva yaparak müşrikleri yanılttı.En vahşi hayvanlar bile ona itaat etti, bir insan gibi konuşup derdini ona döktü.
Çölde susuz kalan İslam ordusu, mübarek parmaklarından akan suyu içerek hayata tutundu.
Ay onun işaretiyle ikiye ayrılırken, taşlar onun avucunda Rabbimizi zikretti. En ağır hastalar bile yine onun eliyle şifa buldu.
Çünkü o ‘En son’ ve ‘En büyük’ Peygamberdi.
Bizleri de canından fazla seviyordu.