Sepetim (0) Toplam: 0,00 TL
%20
%20
Siyah Lale %41 indirimli Alexandre Dumas

Siyah Lale

Satış Fiyatı : 75,00 TL
İNDİRİMLİ FİYAT : 60,00 TL
Kazancınız : 15,00 TL
Taksitli fiyat : 9 x 7,33 TL
Siyah Lale
Siyah Lale
EMA Kitap
60.00

ÜRÜN KODU: G044

DÜNYA KLASİKLERİ SERİSİ / Siyah Lale

Yazan: Alexandre DUMAS

Teknik Özellikler: 240 Sayfa, 13,5 x 21 cm, Enzo Kuşe Kağıt

SİYAH LALE ÖZETİ: Van Baerle'nin babası tüccardı ve parasal bir sıkıntısı yoktu. Babası ölüm döşeğinde oğluna, "Mutlu ol!" demişti. "Gün boyu büroda çalışmak mutluluk değildir. Sakın benim gibi tüccarlık yapmaya kalkışma. Sakin bir yaşamın olsun ve her şeyin ötesinde mutlu ol!..." diye vasiyet etmişti. Yirmi sekiz yılda elde ettiği serveti, kusursuz sağlığı, keskin gözleri, dört yüz bin florinlik sermayesi, on bin florinlik geliriyle Van Baerle, insanın elindekiyle yetinmeyi bilmediğine kanaat getirdi. En sonunda da kendine bir uğraş edinmek için bitkileri ve böcekleri sınıfa ayırdı. O çağda ilgilenebilecek en zarif ve en pahalı şeye merak sardı; "Lalelere". Babasının ölümünden sonra Van Baerle geniş bahçesi olan bir eve taşındı ve zamanını değerlendirmek amacı ile lâle yetiştirmeye başladı. O zamanlar Hollandalılar ve Portekizliler bu tür bahçe uğraşlarında birbirleriyle adeta yarışıyorlardı ve laleyi inanılmaz derecede kutsallaştırıyorlardı. Van Bearle gelirini koleksiyonu için harcamaya ve tüm parasını onu mükemmelleştirmeye ayırmaya başladı ve tüm çabaları çok iyi sonuç verdi. Beş yeni lale türü buldu. Bu sebepten de Van Baerle, şehirdeki herkesin sevgisini kazanıyordu. Isaac Boxtel adında yan komşusu da kendini bildi bileli lale yetiştiriciliğiyle uğraşıyordu. Boxtel'in lalelerini görmeye geliyorlardı. Şöhreti Fransa'ya, İspanya'ya hatta Portekiz'e kadar yayılmıştı. Van Baerle, evinin bahçesine laleler ekti. Bunu gören Isaac Boxtel bu durumu kıskandı. Zavallı Boxtel komşusunun yeni yaptırdığı lale soğanlarını, fidelerini görünce gözlerine inanamadı. Boxtel, Van Baerle'nin bahçesini izlemeye başladı. Van Baerle lale yetiştiricisi olmuştu. Van Baerle, o kadar başarılı oldu ki, kendisinden ve lalelerinden o kadar çok bahsettirdi ki Boxtel'in ismi Hollanda'daki lale yetiştiricileri arasından tamamen silindi. Van Baerle deneylerine ve sonuçta başarılarına devam etti. İki sene sonra bahçesi herkesi şaşırtan çiçeklerle dolmuştu. Haarlem Çiçekçilik Cemiyeti, üzerinde hiçbir leke bulunmayan, simsiyah bir lale yetiştirene bir ödül vaat etmişti. Bu ana görülmemiş ve imkânsız bir şey olarak düşünülüyordu. Ödül olarak yüz bin florin vaat etmişlerdi. Van Baerle lale ekimlerine başladı. Boxtel ise bunu yapabileceğini düşünmüyordu. Boxtel lale yetiştirmekten vazgeçip Van Baerle'yi izlemeye başladı. Boxtel bir plan yapıp, Van Baerle'yi hapse gönderip, lale soğanlarını ondan alıp kendi yetiştirmek istiyordu. Boxtel, Van Baerle'ye çok ağır bir iftira atarak onu hapse gönderdi. Bunu yapanın da Boxtel olduğunu kimse bilmiyordu. Boxtel, Van Baerle'nin evine girip, lale soğanlarını aradı, bulamayınca deliye döndü ve anladı ki lale soğanlarını Van Baerle üzerinde götürmüştü. Van Baerle hücresine götürüldü ve yalnız kalınca üç tane siyah lale soğanını göğsünden çıkardı, bir taşın arkasına sakladı. Van Baerle büyük bir umutsuzluğa kapıldı, lalelerini yetiştiremeyeceğini düşündüğü anda gardiyanın kızı Rosa'yla tanıştı. Yargıçlar Van Baerle'yi ölüm cezasına çarptırıldı. Van Baerle Rosa'ya senden son arzum olan "Siyah laleleri yetiştirip Haarlem Cemiyetine göndermeni ve ödülü senin almanı istiyorum, çeyiz paran olsun." dedi. Rosa Van Baerle'nin son arzusunu kabul etti. Rosa her gece dokuzdan ona kadar Van Baerle'nin hücresine gelip laleyi nasıl yetiştireceğini öğretti. Bir lale soğanını Van Baerle, iki lale soğanını ise Rosa yetiştirecekti. Rosa lale yetiştiriciliğiyle ilgili malzemeleri gardiyan Gryphus'a görünmeden Van Baerle'ye götürdü. Cornelius Van Baerle artık idam edileceği güne kadar sadece lalelerini ve Rosa'yı düşünüyordu. Rosa'yla beraber Cornelius lale soğanlarını ektiler. Cornelius'un lale soğanı bir süre sonra filiz vermeye başladı. Gardiyan Gryphus her gün Van Baerle öğle yemeğini getiriyordu ve çok zalim biriydi gün Cornelius'un hücresinde bir saksı gördü ve bunun ne olduğunu sordu. Cornelius "Benim için çok değerli." dedi. Gryphus "Hiçbir idam mahkumun kendine ait hücresinde hiçbir şeyi olamaz" dedi ve saksıyı alıp yere fırlattı, lale soğanını ayağıyla ezdi. Cornelius çok üzüldü. Rosa yanına geldiği zaman olayı anlattı ve onun lalelerinin durumunu sordu da "Benim lalelerim daha filiz vermedi." dedi. Gardiyan Gryphus'un yanına Isaac Boxtel başka bir isimle "Jacob Gisels" olarak geldi. Niyeti ise Cornelius'dan lale soğanlarını almaktı. Bunu da Rosa'yı takip ederek öğrendi. Rosa bu adamın kim olduğunu bilmiyordu ama bu durumdan şüphelendi ve o akşam Cornelius'a adamdan bahsetti. Cornelius Rosa'dan adamı araştırmasını istedi. Rosa bahçeden toprak alırken Boxtel onu izliyordu ve Rosa Boxtel'in bu davranışını Cornelius'a anlattı. Cornelius Rosa'ya dikkatli olmasını ve lalelerini bir annenin çocuğunu sever ve korur gibi ilgi göstermesini istedi. Bu arada Rosa'nın lalesi filizlendi ve simsiyah bir lale olarak açtı. Rosa büyük bir sevinçle Cornelius'a söyledi. Cornelius çok heyecanlandı ve hemen lalesini görmek istedi. Rosa büyük bir heyecanla laleyi Cornelius'a getirdi. Cornelius Rosa'ya çok teşekkür etti ve Rosa'ya "Seni çok seviyorum." dedi. Rose, çok mutlu oldu. Hemen Haarlem Cemiyetine siyah laleyi yetiştirdiğimize dair bir mektup göndermemiz gerekiyor dedi. Rosa mektubu yazarak, Haarlem Cemiyetine gönderdi. Ertesi gün Boxtel Rosa'nın odasına girerek siyah laleyi çaldı. Rosa bunu fark ettiğinde hemen Cornelius'a haber verdi. Cornelius laleleri çalındığını duyunca yıkıldı. Rosa "Beni affet, bu keder beni öldürecek." dedi. Rosa "Hırsızın kim olduğunu biliyoruz." dedi. Bunu yapan hırsız Boxtel'di. Boxtel yavaş yavaş ilerliyordu, çünkü siyah bir lale hızlı bir seyahate dayanamazdı. Yolda lalenin saksısını değiştirdi. Ardından Haarlem Cemiyetine Boxtel bir mektup yazarak siyah laleyi yetiştirdiğini belirtti. Cornelius'dan ayrılan Rosa yapması gerekeni gayet iyi biliyordu. Ya laleyi Boxtel'den çalıp Cornelius'a geri getirecekti ya da laleyi bir daha asla göremeyecekti. Rosa bir at arabası kiralayarak hemen yola koyuldu. Boxtel'den önce Cemiyete geldi. Rosa'nın ilk işi Çiçekçilik Cemiyeti başkanının evine gitmek oldu. Sayın başkana "Siyah lale hakkında konuşmaya geldiğimi söyler misiniz?" dedi Rosa. Rosa'yı içeriye aldılar ve lale hakkında konuşmaya başladılar. Rosa "Lalemin çalındığını söylemeye geldim." dedi. Başkan "Laleyi kim çaldı?" dedi. Rose, "Birinden şüpheleniyorum ama henüz kimseyi suçlayamam." dedi. Bu arada Boxtel laleyi getirdi başkana gösterdi. Lalede tek bir leke bile yoktu Boxtel "Ben yetiştirdim." dedi. Bu arada Rosa yan odadan olanları izliyordu. Boxtel'i görünce lalenin onda olduğunu gördü. Başkan Boxtel'e "Sen laleyi buraya bırak ve otele dinlenmeye git." dedi. Rosa başkana "Bu benim çalınan lalem, onu sizin huzurunuzda sizden istemeye geldim. Benim kendi ellerimle ektiğim, yetiştirdiğim lalelerimi." dedi. Başkan Rosa'yı ve Boxtel'i karşı karşıya getirdi. "Eğer bir hırsız varsa sizi temin ederim ki bu baydır." dedi Rosa. Boxtel "Kanıtlayın." dedi. "Elbette." dedi Rosa. Boxtel'e dönerek "Lale sizin mi?" diye sordu. "Evet." dedi Boxtel. Rosa "Kaç soğanı vardı lalenin?" dedi. Boxtel "Üç tane." dedi. Rosa "Ne oldu o soğanlara?" dedi. "Biri çürüdü diğeri de siyah lale oldu." dedi. Boxtel. "Peki ya üçüncüsü?" "Üçüncüsü evimde." dedi birden şaşkınlıkla. "Siz yalancının birisiniz!" diye bağırdı Rosa. Sayın başkanım ben anlatayım "Birinci tohumu babam Gryphus mahkumun hücresinde ezdi, ikinciyi ben ektim ve siyah bir lale verdi, üçüncüsü ise Rosa'nın göğsündeki sarılı olduğu ve Bay Van Baerle'nin idam sehpasına gitmeden önce bana verdiği kâğıdın içinde. Buyurun alın majesteleri, alın!" Wiliam, üçüncü tohumu başkana uzattı ve kâğıdın üstündeki yazanları okumaya başladı. Kâğıda henüz göz atmıştı ki sendeledi, elleri titremeye başladı ve kâğıt yere düşecek gibi oldu. Prensin gözlerinden korkunç bir acı ve acıma hissi okunuyordu. Bu kâğıt Van Baerle'nin hem masumiyetinin hem de lale soğanlarının gerçek yetiştiricisi olduğunun kanıtıydı. Rosa lalenin yanına gelip yapraklarını yavaşça öperek Tanrıya şükretti. Wiliam askerlerini alıp Cornelius'un bulunduğu hapishaneye gitti. Cornelius askerleri görünce idam sehpasına götürüleceğini anladı. İçinde tarif edilmez bir acı vardı. Siyah lalesine ödül verileceğini görememekti. Bu acıyla yola koyuldular. Haarlem Cemiyetinde ise siyah lale ödülü için festival düzenleniyordu. Cornelius bu festivalin içinden geçerken "Benim gibi zavallı bir mahkumun siyah laleyi görmesine müsaade edin, siyah lale görülmeye kesinlikle değer." "Çok teşekkürler efendim." dedi. Festivalin ortasında durdular. Cornelius Prens'in nereye varmak istediğini çok merak ediyordu. Yüz bin florinlik ödülü Rosa'ya, Cornelius'a ise özgürlüğünü verdiler. Rosa'ya bir kez daha teşekkür ettiler. Çünkü masumiyetinizin kanıtlarını bize o getirdi. Cornelius çok mutlu oldu ve Rosa'yla evlenerek hayatını lalelere ve çocuklarına adadı. Van Baerle Rosa'ya, çocuklarına ve lalelerine her zaman bağlı kaldı.

YAZARLA İLGİLİ BİLGİ

Romanları konu zenginliği bakımından önem taşır. Küçük yaşta babası ölünce, öğremini çabucak bitirmek zorunda kaldı. Yirmi yaşlarındayken cebinde yirmi frankla Paris'e gitti. 1826'da küçük bir hikâye kitabı yayınlayarak yazı hayatına başladı. Üç yıl sonra "III. Henry ve Sarayı" adlı tarihi bir piyes yazdı. Bu eser ona ünkazandırmaya yetti. Eserlerinde sadece ilgi çekici olayları anlattı. 1870 yılında ölen yazarın en ünlü eserleri, Üç Silahşörler ve Monte Kristo Kontu'dur.

Her Kitap

Ayrı Bir Heyecan

Her Kitap

Ayrı Bir Dünya

Yorum yazın 15 puan kazanın.
Bu ürüne ilk yorum yapan siz olun.
  • Açıklama
    • ÜRÜN KODU: G044

      DÜNYA KLASİKLERİ SERİSİ / Siyah Lale

      Yazan: Alexandre DUMAS

      Teknik Özellikler: 240 Sayfa, 13,5 x 21 cm, Enzo Kuşe Kağıt

      SİYAH LALE ÖZETİ: Van Baerle'nin babası tüccardı ve parasal bir sıkıntısı yoktu. Babası ölüm döşeğinde oğluna, "Mutlu ol!" demişti. "Gün boyu büroda çalışmak mutluluk değildir. Sakın benim gibi tüccarlık yapmaya kalkışma. Sakin bir yaşamın olsun ve her şeyin ötesinde mutlu ol!..." diye vasiyet etmişti. Yirmi sekiz yılda elde ettiği serveti, kusursuz sağlığı, keskin gözleri, dört yüz bin florinlik sermayesi, on bin florinlik geliriyle Van Baerle, insanın elindekiyle yetinmeyi bilmediğine kanaat getirdi. En sonunda da kendine bir uğraş edinmek için bitkileri ve böcekleri sınıfa ayırdı. O çağda ilgilenebilecek en zarif ve en pahalı şeye merak sardı; "Lalelere". Babasının ölümünden sonra Van Baerle geniş bahçesi olan bir eve taşındı ve zamanını değerlendirmek amacı ile lâle yetiştirmeye başladı. O zamanlar Hollandalılar ve Portekizliler bu tür bahçe uğraşlarında birbirleriyle adeta yarışıyorlardı ve laleyi inanılmaz derecede kutsallaştırıyorlardı. Van Bearle gelirini koleksiyonu için harcamaya ve tüm parasını onu mükemmelleştirmeye ayırmaya başladı ve tüm çabaları çok iyi sonuç verdi. Beş yeni lale türü buldu. Bu sebepten de Van Baerle, şehirdeki herkesin sevgisini kazanıyordu. Isaac Boxtel adında yan komşusu da kendini bildi bileli lale yetiştiriciliğiyle uğraşıyordu. Boxtel'in lalelerini görmeye geliyorlardı. Şöhreti Fransa'ya, İspanya'ya hatta Portekiz'e kadar yayılmıştı. Van Baerle, evinin bahçesine laleler ekti. Bunu gören Isaac Boxtel bu durumu kıskandı. Zavallı Boxtel komşusunun yeni yaptırdığı lale soğanlarını, fidelerini görünce gözlerine inanamadı. Boxtel, Van Baerle'nin bahçesini izlemeye başladı. Van Baerle lale yetiştiricisi olmuştu. Van Baerle, o kadar başarılı oldu ki, kendisinden ve lalelerinden o kadar çok bahsettirdi ki Boxtel'in ismi Hollanda'daki lale yetiştiricileri arasından tamamen silindi. Van Baerle deneylerine ve sonuçta başarılarına devam etti. İki sene sonra bahçesi herkesi şaşırtan çiçeklerle dolmuştu. Haarlem Çiçekçilik Cemiyeti, üzerinde hiçbir leke bulunmayan, simsiyah bir lale yetiştirene bir ödül vaat etmişti. Bu ana görülmemiş ve imkânsız bir şey olarak düşünülüyordu. Ödül olarak yüz bin florin vaat etmişlerdi. Van Baerle lale ekimlerine başladı. Boxtel ise bunu yapabileceğini düşünmüyordu. Boxtel lale yetiştirmekten vazgeçip Van Baerle'yi izlemeye başladı. Boxtel bir plan yapıp, Van Baerle'yi hapse gönderip, lale soğanlarını ondan alıp kendi yetiştirmek istiyordu. Boxtel, Van Baerle'ye çok ağır bir iftira atarak onu hapse gönderdi. Bunu yapanın da Boxtel olduğunu kimse bilmiyordu. Boxtel, Van Baerle'nin evine girip, lale soğanlarını aradı, bulamayınca deliye döndü ve anladı ki lale soğanlarını Van Baerle üzerinde götürmüştü. Van Baerle hücresine götürüldü ve yalnız kalınca üç tane siyah lale soğanını göğsünden çıkardı, bir taşın arkasına sakladı. Van Baerle büyük bir umutsuzluğa kapıldı, lalelerini yetiştiremeyeceğini düşündüğü anda gardiyanın kızı Rosa'yla tanıştı. Yargıçlar Van Baerle'yi ölüm cezasına çarptırıldı. Van Baerle Rosa'ya senden son arzum olan "Siyah laleleri yetiştirip Haarlem Cemiyetine göndermeni ve ödülü senin almanı istiyorum, çeyiz paran olsun." dedi. Rosa Van Baerle'nin son arzusunu kabul etti. Rosa her gece dokuzdan ona kadar Van Baerle'nin hücresine gelip laleyi nasıl yetiştireceğini öğretti. Bir lale soğanını Van Baerle, iki lale soğanını ise Rosa yetiştirecekti. Rosa lale yetiştiriciliğiyle ilgili malzemeleri gardiyan Gryphus'a görünmeden Van Baerle'ye götürdü. Cornelius Van Baerle artık idam edileceği güne kadar sadece lalelerini ve Rosa'yı düşünüyordu. Rosa'yla beraber Cornelius lale soğanlarını ektiler. Cornelius'un lale soğanı bir süre sonra filiz vermeye başladı. Gardiyan Gryphus her gün Van Baerle öğle yemeğini getiriyordu ve çok zalim biriydi gün Cornelius'un hücresinde bir saksı gördü ve bunun ne olduğunu sordu. Cornelius "Benim için çok değerli." dedi. Gryphus "Hiçbir idam mahkumun kendine ait hücresinde hiçbir şeyi olamaz" dedi ve saksıyı alıp yere fırlattı, lale soğanını ayağıyla ezdi. Cornelius çok üzüldü. Rosa yanına geldiği zaman olayı anlattı ve onun lalelerinin durumunu sordu da "Benim lalelerim daha filiz vermedi." dedi. Gardiyan Gryphus'un yanına Isaac Boxtel başka bir isimle "Jacob Gisels" olarak geldi. Niyeti ise Cornelius'dan lale soğanlarını almaktı. Bunu da Rosa'yı takip ederek öğrendi. Rosa bu adamın kim olduğunu bilmiyordu ama bu durumdan şüphelendi ve o akşam Cornelius'a adamdan bahsetti. Cornelius Rosa'dan adamı araştırmasını istedi. Rosa bahçeden toprak alırken Boxtel onu izliyordu ve Rosa Boxtel'in bu davranışını Cornelius'a anlattı. Cornelius Rosa'ya dikkatli olmasını ve lalelerini bir annenin çocuğunu sever ve korur gibi ilgi göstermesini istedi. Bu arada Rosa'nın lalesi filizlendi ve simsiyah bir lale olarak açtı. Rosa büyük bir sevinçle Cornelius'a söyledi. Cornelius çok heyecanlandı ve hemen lalesini görmek istedi. Rosa büyük bir heyecanla laleyi Cornelius'a getirdi. Cornelius Rosa'ya çok teşekkür etti ve Rosa'ya "Seni çok seviyorum." dedi. Rose, çok mutlu oldu. Hemen Haarlem Cemiyetine siyah laleyi yetiştirdiğimize dair bir mektup göndermemiz gerekiyor dedi. Rosa mektubu yazarak, Haarlem Cemiyetine gönderdi. Ertesi gün Boxtel Rosa'nın odasına girerek siyah laleyi çaldı. Rosa bunu fark ettiğinde hemen Cornelius'a haber verdi. Cornelius laleleri çalındığını duyunca yıkıldı. Rosa "Beni affet, bu keder beni öldürecek." dedi. Rosa "Hırsızın kim olduğunu biliyoruz." dedi. Bunu yapan hırsız Boxtel'di. Boxtel yavaş yavaş ilerliyordu, çünkü siyah bir lale hızlı bir seyahate dayanamazdı. Yolda lalenin saksısını değiştirdi. Ardından Haarlem Cemiyetine Boxtel bir mektup yazarak siyah laleyi yetiştirdiğini belirtti. Cornelius'dan ayrılan Rosa yapması gerekeni gayet iyi biliyordu. Ya laleyi Boxtel'den çalıp Cornelius'a geri getirecekti ya da laleyi bir daha asla göremeyecekti. Rosa bir at arabası kiralayarak hemen yola koyuldu. Boxtel'den önce Cemiyete geldi. Rosa'nın ilk işi Çiçekçilik Cemiyeti başkanının evine gitmek oldu. Sayın başkana "Siyah lale hakkında konuşmaya geldiğimi söyler misiniz?" dedi Rosa. Rosa'yı içeriye aldılar ve lale hakkında konuşmaya başladılar. Rosa "Lalemin çalındığını söylemeye geldim." dedi. Başkan "Laleyi kim çaldı?" dedi. Rose, "Birinden şüpheleniyorum ama henüz kimseyi suçlayamam." dedi. Bu arada Boxtel laleyi getirdi başkana gösterdi. Lalede tek bir leke bile yoktu Boxtel "Ben yetiştirdim." dedi. Bu arada Rosa yan odadan olanları izliyordu. Boxtel'i görünce lalenin onda olduğunu gördü. Başkan Boxtel'e "Sen laleyi buraya bırak ve otele dinlenmeye git." dedi. Rosa başkana "Bu benim çalınan lalem, onu sizin huzurunuzda sizden istemeye geldim. Benim kendi ellerimle ektiğim, yetiştirdiğim lalelerimi." dedi. Başkan Rosa'yı ve Boxtel'i karşı karşıya getirdi. "Eğer bir hırsız varsa sizi temin ederim ki bu baydır." dedi Rosa. Boxtel "Kanıtlayın." dedi. "Elbette." dedi Rosa. Boxtel'e dönerek "Lale sizin mi?" diye sordu. "Evet." dedi Boxtel. Rosa "Kaç soğanı vardı lalenin?" dedi. Boxtel "Üç tane." dedi. Rosa "Ne oldu o soğanlara?" dedi. "Biri çürüdü diğeri de siyah lale oldu." dedi. Boxtel. "Peki ya üçüncüsü?" "Üçüncüsü evimde." dedi birden şaşkınlıkla. "Siz yalancının birisiniz!" diye bağırdı Rosa. Sayın başkanım ben anlatayım "Birinci tohumu babam Gryphus mahkumun hücresinde ezdi, ikinciyi ben ektim ve siyah bir lale verdi, üçüncüsü ise Rosa'nın göğsündeki sarılı olduğu ve Bay Van Baerle'nin idam sehpasına gitmeden önce bana verdiği kâğıdın içinde. Buyurun alın majesteleri, alın!" Wiliam, üçüncü tohumu başkana uzattı ve kâğıdın üstündeki yazanları okumaya başladı. Kâğıda henüz göz atmıştı ki sendeledi, elleri titremeye başladı ve kâğıt yere düşecek gibi oldu. Prensin gözlerinden korkunç bir acı ve acıma hissi okunuyordu. Bu kâğıt Van Baerle'nin hem masumiyetinin hem de lale soğanlarının gerçek yetiştiricisi olduğunun kanıtıydı. Rosa lalenin yanına gelip yapraklarını yavaşça öperek Tanrıya şükretti. Wiliam askerlerini alıp Cornelius'un bulunduğu hapishaneye gitti. Cornelius askerleri görünce idam sehpasına götürüleceğini anladı. İçinde tarif edilmez bir acı vardı. Siyah lalesine ödül verileceğini görememekti. Bu acıyla yola koyuldular. Haarlem Cemiyetinde ise siyah lale ödülü için festival düzenleniyordu. Cornelius bu festivalin içinden geçerken "Benim gibi zavallı bir mahkumun siyah laleyi görmesine müsaade edin, siyah lale görülmeye kesinlikle değer." "Çok teşekkürler efendim." dedi. Festivalin ortasında durdular. Cornelius Prens'in nereye varmak istediğini çok merak ediyordu. Yüz bin florinlik ödülü Rosa'ya, Cornelius'a ise özgürlüğünü verdiler. Rosa'ya bir kez daha teşekkür ettiler. Çünkü masumiyetinizin kanıtlarını bize o getirdi. Cornelius çok mutlu oldu ve Rosa'yla evlenerek hayatını lalelere ve çocuklarına adadı. Van Baerle Rosa'ya, çocuklarına ve lalelerine her zaman bağlı kaldı.

      YAZARLA İLGİLİ BİLGİ

      Romanları konu zenginliği bakımından önem taşır. Küçük yaşta babası ölünce, öğremini çabucak bitirmek zorunda kaldı. Yirmi yaşlarındayken cebinde yirmi frankla Paris'e gitti. 1826'da küçük bir hikâye kitabı yayınlayarak yazı hayatına başladı. Üç yıl sonra "III. Henry ve Sarayı" adlı tarihi bir piyes yazdı. Bu eser ona ünkazandırmaya yetti. Eserlerinde sadece ilgi çekici olayları anlattı. 1870 yılında ölen yazarın en ünlü eserleri, Üç Silahşörler ve Monte Kristo Kontu'dur.

      Her Kitap

      Ayrı Bir Heyecan

      Her Kitap

      Ayrı Bir Dünya

Kapat