Totem ve Tabu
Gönül Yayıncılık - Totem ve Tabu / Sigmund Freud
Tabu sözcüğü Polinezya diline ait bir sözcüktür.
Eski Romalılar zamanında kullanılan "sacer" sözcüğü tabuya karşılıktı.
Yunanlıların agov sözcüğü, İbranilerin kodaush sözcüğü, Polinezyalılar ile Afrika'dakilerin, Kuzey ve Orta Asya'daki birçok budunun benzer sözcüklerle tabu deyimiyle karşıladıkları anlamda bir sözcükleri olsa gerektir.
Bizim için tabunun birbirine zıt iki anlamı vardır.
Bir yandan kutsal, kutsallaştırılmış anlamlarına, diğer yandan da tehlikeli, korkunç, yasak, kirli anlamlarına gelir.
Bu biçimde tabu sözcüğünde sakınımlılık kavramı gibi bir anlam da gizlidir; kendini temel olarak yasaklarda gösterir.
Bizdeki "kutsal korku" tamlaması çoğu durumda tabu anlamını karşılar.
Tabu sınırlamaları din ya da ahlak yasaklarından farklıdır.
Bunlar bir tanrının egemenliğine bağlı olmaktan çok kendinden yasaktırlar, yasak olmalarını kendileri gerektirir.
Bunların ahlak yasaklarından ayrılığı:
TAbu yasakları doğrulukları için akla uygun hiçbir neden gösteremezler, kökenleri de belli değildir.
Bizce anlaşılamaz olmakla birlikte onun egemenliği altında olanlar için bu yasaklar bir zorunluluk, bir gerçek olarak kabul edilir.
- Açıklama
Gönül Yayıncılık - Totem ve Tabu / Sigmund Freud
Tabu sözcüğü Polinezya diline ait bir sözcüktür.
Eski Romalılar zamanında kullanılan "sacer" sözcüğü tabuya karşılıktı.
Yunanlıların agov sözcüğü, İbranilerin kodaush sözcüğü, Polinezyalılar ile Afrika'dakilerin, Kuzey ve Orta Asya'daki birçok budunun benzer sözcüklerle tabu deyimiyle karşıladıkları anlamda bir sözcükleri olsa gerektir.
Bizim için tabunun birbirine zıt iki anlamı vardır.
Bir yandan kutsal, kutsallaştırılmış anlamlarına, diğer yandan da tehlikeli, korkunç, yasak, kirli anlamlarına gelir.
Bu biçimde tabu sözcüğünde sakınımlılık kavramı gibi bir anlam da gizlidir; kendini temel olarak yasaklarda gösterir.
Bizdeki "kutsal korku" tamlaması çoğu durumda tabu anlamını karşılar.
Tabu sınırlamaları din ya da ahlak yasaklarından farklıdır.
Bunlar bir tanrının egemenliğine bağlı olmaktan çok kendinden yasaktırlar, yasak olmalarını kendileri gerektirir.
Bunların ahlak yasaklarından ayrılığı:
TAbu yasakları doğrulukları için akla uygun hiçbir neden gösteremezler, kökenleri de belli değildir.
Bizce anlaşılamaz olmakla birlikte onun egemenliği altında olanlar için bu yasaklar bir zorunluluk, bir gerçek olarak kabul edilir.