Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak
ÜRÜN KODU: H028
TÜRK KLASİKLERİ SERİSİ / Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak
Yazan: Ziya GÖKALP
Teknik Özellikler:80 Sayfa, 13,5 x 21 cm, Enzo Kuşe Kağıt
Türkleşmek İslamlaşmak Muasırlaşmak,Ziya Gökalp'in temel konulardaki fikrini anlatan önemli eserlerinden biridir.
Neden milliyetçiliğe önem verilmesi gerektiğini, neden İslami öğretilerin başucumuzda olması gerektiğini, bu iki kavramın toplum hayatındaki önemini ve muasır seviyelere nasıl getireceğini ekseriyetle teorik anlatımıyla açıklıyor yazar.
Milliyet ve İslamiyet'in önemine atıfta bulunan yazar, öte yandan dilimizin İslam ümmetinin genel dili olan bir terimler sözlüğüne sahip olduktan sonra, Arapça ve Farsça'dan sakınması gerektiğini söyleyerek, tabire uygunsa iş ile aşkı birbirine karıştırmamak gerektiğini vurguluyor. Ama bu iki kavramın birlikteliğinin önemini de "Bir dine girmeye dilin tesiri olduğu gibi, bir millete girmeye de dinin tesiri vardır." şeklinde açıklıyor. Sanki anlatımında bir paradoks varmış gibi gözükse de aradaki seviyenin önemine vurgu yapıyor yazar.
Ziya Gökalp'in can alıcı tespitlerinden birisi ise, bugün de çokça tartışılan "Türk" terimi ile ilgili. Gökalp'e göre Cumhuriyet'ten önce, İstanbullular kendilerine "Türk Şehri" adını vermekte, taşralılara ise yakınlıklarına göre Arnavut, Arap, Kürt, Laz denmektedirler. Böyle bir kavmiyet unvanı bulunmayanlar, övünmeyi daha parlak gördüğü kavimlerden birine gönüllü yazılmaktadır. Bu şekilde aslen Türk olan birçok genç, Arnavutluk, Araplık veya Kürtlükle övünmektedir. Türklükle övünen tek bir kimse olmadığı gibi, Türk, Doğu Anadolu'da Kızılbaş, İstanbul'da kaba ve köylü olarak anılmaktadır.
Yazar, Türk milleti ve Turan ülküsüne en büyük üç düşmanı sosyalizm, ümitsizlik ve mektep baskıları (milli eğitimsizlik) olarak görüyor. "Türklerin yalnız bir kültürü olmalı, bu da kendilerinin yarattığı bir kültür olmalı." diyor. Avrupa'da yalnız dil topluluklarına dayanan devletlerin geleceğine güvenildiğini de ekliyor.
Bir diğer etkili tespiti, Osmanlı'da İslamiyet ve milliyet üzerine. Milliyetçiliği, İslam âleminin son ümidi olan Osmanlı Devleti'ni yüz seneden beri parçalayan manevi bir mikrop olarak görüyor. Bu mikrobun şimdiye kadar Osmanlı'yı parçaladığını artık İslam'ın lehine dönerek yaptığı zararları telafi etmeye çalışması istiyor. Kısacası karşı tarafın silahını elinden almak gerektiğine inanıyor.
Milli bilinci kuvvetlendirmek için Türk milletinin gitmesi gerektiği yolu çizen yazar, terimlerin içini özenle doldurup, birbiri arasındaki ilmekleri atıyor.
"Milliyetçi - Muhafazakâr" mı yoksa "Muhafazakâr-Milliyetçi" mi olduğuna karar veremediğim Ziya Gökalp'in eseri, kavramsal yoğunluğu oldukça fazla olan, dikkatle okunması gereken bir eser.
Düşünce ve sanat yaşamımızda Türkçülük akımını ve Milli Edebiyat dönemini başlatan yazarımız Ziya Gökalp'tır. Ziya Gökalp eserlerinde öne sürdüğü görüşlerini, yalın bir konuşma diliyle ve herkesin anlayacağı şekilde kullanmaya özen göstermiştir.
Yaşama Dair
Sevgi Kokan
Sıcacık Kitaplar
- Açıklama
ÜRÜN KODU: H028
TÜRK KLASİKLERİ SERİSİ / Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak
Yazan: Ziya GÖKALP
Teknik Özellikler:80 Sayfa, 13,5 x 21 cm, Enzo Kuşe Kağıt
Türkleşmek İslamlaşmak Muasırlaşmak,Ziya Gökalp'in temel konulardaki fikrini anlatan önemli eserlerinden biridir.
Neden milliyetçiliğe önem verilmesi gerektiğini, neden İslami öğretilerin başucumuzda olması gerektiğini, bu iki kavramın toplum hayatındaki önemini ve muasır seviyelere nasıl getireceğini ekseriyetle teorik anlatımıyla açıklıyor yazar.
Milliyet ve İslamiyet'in önemine atıfta bulunan yazar, öte yandan dilimizin İslam ümmetinin genel dili olan bir terimler sözlüğüne sahip olduktan sonra, Arapça ve Farsça'dan sakınması gerektiğini söyleyerek, tabire uygunsa iş ile aşkı birbirine karıştırmamak gerektiğini vurguluyor. Ama bu iki kavramın birlikteliğinin önemini de "Bir dine girmeye dilin tesiri olduğu gibi, bir millete girmeye de dinin tesiri vardır." şeklinde açıklıyor. Sanki anlatımında bir paradoks varmış gibi gözükse de aradaki seviyenin önemine vurgu yapıyor yazar.
Ziya Gökalp'in can alıcı tespitlerinden birisi ise, bugün de çokça tartışılan "Türk" terimi ile ilgili. Gökalp'e göre Cumhuriyet'ten önce, İstanbullular kendilerine "Türk Şehri" adını vermekte, taşralılara ise yakınlıklarına göre Arnavut, Arap, Kürt, Laz denmektedirler. Böyle bir kavmiyet unvanı bulunmayanlar, övünmeyi daha parlak gördüğü kavimlerden birine gönüllü yazılmaktadır. Bu şekilde aslen Türk olan birçok genç, Arnavutluk, Araplık veya Kürtlükle övünmektedir. Türklükle övünen tek bir kimse olmadığı gibi, Türk, Doğu Anadolu'da Kızılbaş, İstanbul'da kaba ve köylü olarak anılmaktadır.
Yazar, Türk milleti ve Turan ülküsüne en büyük üç düşmanı sosyalizm, ümitsizlik ve mektep baskıları (milli eğitimsizlik) olarak görüyor. "Türklerin yalnız bir kültürü olmalı, bu da kendilerinin yarattığı bir kültür olmalı." diyor. Avrupa'da yalnız dil topluluklarına dayanan devletlerin geleceğine güvenildiğini de ekliyor.
Bir diğer etkili tespiti, Osmanlı'da İslamiyet ve milliyet üzerine. Milliyetçiliği, İslam âleminin son ümidi olan Osmanlı Devleti'ni yüz seneden beri parçalayan manevi bir mikrop olarak görüyor. Bu mikrobun şimdiye kadar Osmanlı'yı parçaladığını artık İslam'ın lehine dönerek yaptığı zararları telafi etmeye çalışması istiyor. Kısacası karşı tarafın silahını elinden almak gerektiğine inanıyor.
Milli bilinci kuvvetlendirmek için Türk milletinin gitmesi gerektiği yolu çizen yazar, terimlerin içini özenle doldurup, birbiri arasındaki ilmekleri atıyor.
"Milliyetçi - Muhafazakâr" mı yoksa "Muhafazakâr-Milliyetçi" mi olduğuna karar veremediğim Ziya Gökalp'in eseri, kavramsal yoğunluğu oldukça fazla olan, dikkatle okunması gereken bir eser.Düşünce ve sanat yaşamımızda Türkçülük akımını ve Milli Edebiyat dönemini başlatan yazarımız Ziya Gökalp'tır. Ziya Gökalp eserlerinde öne sürdüğü görüşlerini, yalın bir konuşma diliyle ve herkesin anlayacağı şekilde kullanmaya özen göstermiştir.
Yaşama Dair
Sevgi Kokan
Sıcacık Kitaplar
- Bu Ürünü Alanlar Bunları Da Aldı
-
60,00 TL 48,00 TL
-