Sepetim (0) Toplam: 0,00 TL
%15
%15
Uğurböceği Ali Kopter Kitap Seti %20 indirimli Şebnem Güler Karacan

Uğurböceği Ali Kopter Kitap SetiHikaye Seti

Satış Fiyatı : 700,00 TL
İNDİRİMLİ FİYAT : 595,00 TL
Kazancınız : 105,00 TL
Taksitli fiyat : 9 x 72,72 TL
24 Saatte Kargoda
KARGO BEDAVA
Uğurböceği Ali Kopter Kitap Seti
Uğurböceği Ali Kopter Kitap Seti Hikaye Seti
Uğurböceği Yayınları
595.00

Uğurböceği Ali Kopter Kitap Seti 5 Kitap Takım

İÇİNDEKİLER:

  • Vay Başıma Gelenler
  • Okulun Gözde Öğrencisiyim
  • Bende Aksiyon Bitmez
  • Hayat Okulunda Öğrenciyim
  • Tatilde Hayat Ne Güzel!

**Her bir kitap 175 sayfadan oluşmaktadır. 

 

VAY BAŞIMA GELENLER

 

Ben Ali Kopter. Helikopter değil, Ali Kopter. Adım Ali, soyadım Kopter.

Bilmem kaç sene önce Soyadı Kanunu çıktığında bize bu soyadını vermişler.

Arkadaşlarımın helikopter gördüklerinde:

- Alikopter geçiyor, Alikopter geçiyor esprilerine alıştım artık... Ne yapalım, kaderimde varsa çekerim.

Anneme göre üşengeç, babama göre idare eder, dedeme göre ise aslan bir torunum. Bu arada anneannemin kıymetlisi olduğumu da söylemeden geçemeyeceğim.

Hayatım ev ve okul arasında geçiyor. maceracı bir çocuk olmak isterdim ama ne yazık ki buna pek uygun değilim. Yine de hayatımda macera eksik olmuyor. Ve her gün başima bir şeyler geliyor!

 

OKULUN GÖZDE ÖĞRENCİSİYİM

 

Okul gazetesine haber yapacaktım ve ben bunu unutmuştum. Annemin akşam yaptığı ıspanağı yiyince aklıma geldi.

Ne yapsaydım acaba? En iyisi kâğıt kalemimi alıp mahalleye inmekti. İlk hedefim Bakkal Ali Amca oldu.

– Ali Amca, okul gazetesi için sizinle röportaj yapmak istiyorum, dedim.

– Peki, sor bakalım sorularını, dedi.

– Ispanak nedir?

Ali Amca garip garip yüzüme baktı.

– Ispanak ıspanaktır oğlum. Bir bakkala neden bu soruyu soruyorsun? Manava sor sebzeyle ilgili bir şeyse…

Bu konu nereden takıldı aklıma? Ispanak meselesine nereden takıldım ben.

Allah’tan hikâye böyle ilerlemedi. Ali amca takıldığım yerden beni kurtardı ve bana harika bir röportaj verdi.

Sonrasında ne mi oldu? Röportajım okulun gündemine bomba gibi düştü. Bir anda okulun en gözde öğrencisi oldum.

 

BENDE AKSİYON BİTMEZ

 

Okula gittiğimde herkesin sağa sola koşturduğunu gördüm. Acaba benim bilmediğim bir tatbikat filan mı oluyordu? Neyi kaçırmış olabilirdim?

Ben de bahçeye doğru koşmaya başladım. O sırada nasıl olduğunu bilmediğim şekilde kendimi yoğurt yeme yarışmasının ortasında buldum. Kocaman bir tepsi yoğurt önümde duruyordu.

“Başla!” düdüğüyle tepsinin içine kafamı soktum ve hızla yemeye başladım. Yedim, yedim, yedim...

Neredeyse nefes alamayacak hale gelmiştim ki yoğurt tepsisinden kafamı çıkardım.

Etrafıma şöyle bir baktım, iki tepsi yoğurda hiç dokunulmamıştı ve herkes bana bakıp gülüyordu.

– Mantıların yoğurdunu niye yedin, dedi öğretmenim.

– Ne mantısı, dedim.

Allahım! rezil olmuştum. Bu yarışma meselesini nasıl uydurmuştum?

 

TATİLDE HAYAT NE GÜZEL!

Yaz tatilinin hızla gelişiyle birlikte, benim de yan gelip yatma dönemim başladı. Öğlende uyanıp, ayaklarımı duvara koyup dinlendirme sezonunu açmış bulunuyorum.

Ders yok, kalem yok, defter yok, ödev yok. Okula gitmek için erkenden kalkıp koşturmak hiç yok.

Koşturmalara son verip yavaş hareket etme dönemine girdim. Kendimi Ay’da hareket eden astronotlar gibi hissediyorum.

Her adım attığımda, lay lay lom… Bir adım daha at, bir lay lay lom daha...

Her şey ne kadar da güzel, tatil ne kadar da güzel! İnsanın şarkı söyleyesi ve şiir yazası geliyor.

Okulun son günlerinde katıldığım şiir yarışmasını hatırlıyor musunuz?

O yarışmada il üçüncüsü oldum. Beş dakikalık teneffüste yazdığım o şiirle dereceye girdim anlayacağınız.

Ne kadar saçma değil mi? Bana madalya bile verdiler.

 

HAYAT OKULUNDA ÖĞRENCİYİM

 

“Hayat Okulu” diye bir şey olduğunu duymuştum. Anladığım kadarıyla okula gitmiyordun ama yaşarken öğreniyordun. Bence okulda boşa vakit harcamaktan iyiydi.

Dedemden bana bir iş bulmasını rica ettim.

Ve artık bir tamirci çırağıydım.

İşe başlar başlamaz usta:

– Şu yerleri süpür bakalım Helikopter, dedi.

İyi de yerleri süpürmek miydi benim görevim? Hani ben araba tamiri öğrenecektim?

Süpürmeye başladım. Sonra müşteriler geldi, öbür mahalledeki çaycıdan çay söyledim. Telefon etseydik olmaz mıydı? Her seferinde öbür mahalleye koşmam normal miydi?

Öğleye doğru ayaklarım tutmamaya başladı. Bir de acıkmıştım. Öğlen olmuştu ama biz hâlâ bir şey yememiştik. Bu hayat okulunda yemek yok muydu acaba?

İlk günün sonunda bir arabanın koltuğuna yığılıp kalmıştım. Arabasını tamirciden alan amca beni fark etmemiş, alıp götürmüştü.

 

 

Yorum yazın 15 puan kazanın.
Bu ürüne ilk yorum yapan siz olun.
  • Açıklama
    • Uğurböceği Ali Kopter Kitap Seti 5 Kitap Takım

      İÇİNDEKİLER:

      • Vay Başıma Gelenler
      • Okulun Gözde Öğrencisiyim
      • Bende Aksiyon Bitmez
      • Hayat Okulunda Öğrenciyim
      • Tatilde Hayat Ne Güzel!

      **Her bir kitap 175 sayfadan oluşmaktadır. 

       

      VAY BAŞIMA GELENLER

       

      Ben Ali Kopter. Helikopter değil, Ali Kopter. Adım Ali, soyadım Kopter.

      Bilmem kaç sene önce Soyadı Kanunu çıktığında bize bu soyadını vermişler.

      Arkadaşlarımın helikopter gördüklerinde:

      - Alikopter geçiyor, Alikopter geçiyor esprilerine alıştım artık... Ne yapalım, kaderimde varsa çekerim.

      Anneme göre üşengeç, babama göre idare eder, dedeme göre ise aslan bir torunum. Bu arada anneannemin kıymetlisi olduğumu da söylemeden geçemeyeceğim.

      Hayatım ev ve okul arasında geçiyor. maceracı bir çocuk olmak isterdim ama ne yazık ki buna pek uygun değilim. Yine de hayatımda macera eksik olmuyor. Ve her gün başima bir şeyler geliyor!

       

      OKULUN GÖZDE ÖĞRENCİSİYİM

       

      Okul gazetesine haber yapacaktım ve ben bunu unutmuştum. Annemin akşam yaptığı ıspanağı yiyince aklıma geldi.

      Ne yapsaydım acaba? En iyisi kâğıt kalemimi alıp mahalleye inmekti. İlk hedefim Bakkal Ali Amca oldu.

      – Ali Amca, okul gazetesi için sizinle röportaj yapmak istiyorum, dedim.

      – Peki, sor bakalım sorularını, dedi.

      – Ispanak nedir?

      Ali Amca garip garip yüzüme baktı.

      – Ispanak ıspanaktır oğlum. Bir bakkala neden bu soruyu soruyorsun? Manava sor sebzeyle ilgili bir şeyse…

      Bu konu nereden takıldı aklıma? Ispanak meselesine nereden takıldım ben.

      Allah’tan hikâye böyle ilerlemedi. Ali amca takıldığım yerden beni kurtardı ve bana harika bir röportaj verdi.

      Sonrasında ne mi oldu? Röportajım okulun gündemine bomba gibi düştü. Bir anda okulun en gözde öğrencisi oldum.

       

      BENDE AKSİYON BİTMEZ

       

      Okula gittiğimde herkesin sağa sola koşturduğunu gördüm. Acaba benim bilmediğim bir tatbikat filan mı oluyordu? Neyi kaçırmış olabilirdim?

      Ben de bahçeye doğru koşmaya başladım. O sırada nasıl olduğunu bilmediğim şekilde kendimi yoğurt yeme yarışmasının ortasında buldum. Kocaman bir tepsi yoğurt önümde duruyordu.

      “Başla!” düdüğüyle tepsinin içine kafamı soktum ve hızla yemeye başladım. Yedim, yedim, yedim...

      Neredeyse nefes alamayacak hale gelmiştim ki yoğurt tepsisinden kafamı çıkardım.

      Etrafıma şöyle bir baktım, iki tepsi yoğurda hiç dokunulmamıştı ve herkes bana bakıp gülüyordu.

      – Mantıların yoğurdunu niye yedin, dedi öğretmenim.

      – Ne mantısı, dedim.

      Allahım! rezil olmuştum. Bu yarışma meselesini nasıl uydurmuştum?

       

      TATİLDE HAYAT NE GÜZEL!

      Yaz tatilinin hızla gelişiyle birlikte, benim de yan gelip yatma dönemim başladı. Öğlende uyanıp, ayaklarımı duvara koyup dinlendirme sezonunu açmış bulunuyorum.

      Ders yok, kalem yok, defter yok, ödev yok. Okula gitmek için erkenden kalkıp koşturmak hiç yok.

      Koşturmalara son verip yavaş hareket etme dönemine girdim. Kendimi Ay’da hareket eden astronotlar gibi hissediyorum.

      Her adım attığımda, lay lay lom… Bir adım daha at, bir lay lay lom daha...

      Her şey ne kadar da güzel, tatil ne kadar da güzel! İnsanın şarkı söyleyesi ve şiir yazası geliyor.

      Okulun son günlerinde katıldığım şiir yarışmasını hatırlıyor musunuz?

      O yarışmada il üçüncüsü oldum. Beş dakikalık teneffüste yazdığım o şiirle dereceye girdim anlayacağınız.

      Ne kadar saçma değil mi? Bana madalya bile verdiler.

       

      HAYAT OKULUNDA ÖĞRENCİYİM

       

      “Hayat Okulu” diye bir şey olduğunu duymuştum. Anladığım kadarıyla okula gitmiyordun ama yaşarken öğreniyordun. Bence okulda boşa vakit harcamaktan iyiydi.

      Dedemden bana bir iş bulmasını rica ettim.

      Ve artık bir tamirci çırağıydım.

      İşe başlar başlamaz usta:

      – Şu yerleri süpür bakalım Helikopter, dedi.

      İyi de yerleri süpürmek miydi benim görevim? Hani ben araba tamiri öğrenecektim?

      Süpürmeye başladım. Sonra müşteriler geldi, öbür mahalledeki çaycıdan çay söyledim. Telefon etseydik olmaz mıydı? Her seferinde öbür mahalleye koşmam normal miydi?

      Öğleye doğru ayaklarım tutmamaya başladı. Bir de acıkmıştım. Öğlen olmuştu ama biz hâlâ bir şey yememiştik. Bu hayat okulunda yemek yok muydu acaba?

      İlk günün sonunda bir arabanın koltuğuna yığılıp kalmıştım. Arabasını tamirciden alan amca beni fark etmemiş, alıp götürmüştü.

       

       

Kapat